Kısa Bir Mola: Göz Kırp

Ghent Üniversitesi araştırmacıları tarafından gerçekleştirilen yeni bir çalışmaya göre kitap okurken daha az aşina olduğumuz kelimelerle karşılaştığımızda daha fazla göz kırpıyoruz.


Conor Feehly

Göz kırpmak, bilişsel görevler sırasında zihninize kısa bir mola veriyor olabilir. Bir kitap okurken, daha az aşina olduğumuz kelimelere göz kırpma eğiliminde oluruz. Bu durum, göz kırpmanın bilişsel bir rolü olabileceğini düşündürüyor. Göz kırpmak, gözlerimizden kirleri temizleyip onları nemli tutarak önemli bir fizyolojik işlevi yerine getirir. Ancak son yıllarda bilim insanları, göz kırpmanın aynı zamanda bilişsel bir işlevi de olabileceğini keşfettiler.

1945 yılında, Birleşik Krallık’taki Sheffield Üniversitesi’nden Arthur Hall, insanların yüksek sesle okurken göz kırpma sıklığını incelemiş ve bu sıklığın yazıdaki boşluklarla örtüştüğünü fark etmişti. Hall, bu bulgular ışığında göz kırpmanın okuma sırasında doğal bir mola noktası oluşturabileceğini öne sürdü.

Bu fikirden yola çıkan Belçika’daki Ghent Üniversitesi araştırmacıları, daha önce Ghent Eye Tracking Corpus çalışması kapsamında toplanan verileri analiz ederek yeni bir perspektif geliştirdi. Çalışmada, 15 katılımcı dört oturum boyunca sessizce bir Agatha Christie romanını okurken izlendi ve toplamda 30.367 kez göz kırptıkları belirlendi.

Louisa Bogaerts ve ekibi, analiz sonuçlarında göz kırpmanın tamamen rastgele olmadığını, metindeki bilişsel gereksinimlere göre stratejik olarak hizalandığını vurguladı. Bogaerts, özellikle katılımcıların sık kullanılan kelimeler üzerinde daha az göz kırptığını, nadir kelimelerle karşılaştıklarında ise göz kırpma sıklığının belirgin şekilde arttığını belirtti. Bu durumun, düşük sıklıktaki kelimelerin daha fazla bilişsel çaba gerektirdiği ve ardından bir mola ihtiyacını tetiklediği sonucuna işaret ettiğini ifade etti.

Araştırmacılar ayrıca, noktalama işaretlerinde göz kırpma sıklığının diğer bölgelere göre 4.9 kat daha fazla olduğunu, satır sonlarında ise bu oranın 3.9 kata kadar çıktığını buldu. İlginç bir şekilde, noktalama işaretleri ve satır sonlarının kesiştiği yerlerde bu oran 6.1 kata kadar yükseldi.

Bu veriler, okuma sırasında göz kırpmanın, metnin doğal dikkat aralıklarıyla uyumlu olduğunu ve bilişsel ihtiyaçlara göre stratejik bir şekilde hizalandığını güçlü bir şekilde destekliyor. Bogaerts, noktalama işaretleri ve satır sonlarındaki artan göz kırpma sıklığının, bu durak noktalarının zihinsel mola verme ihtiyacına cevap verdiğini ekliyor.

Yeni Zelanda’daki Auckland Üniversitesi’nden Paul Corballis ise göz kırpmanın, görsel veriyi geçici olarak durdurarak yeni bilgilerin zihne entegre edilmesine olanak tanıdığını belirtiyor. Corballis, bu bulguların gelecekte önemli uygulamalara yol açabileceğini düşünüyor. Örneğin, pilotlar, hava trafik kontrolörleri veya sürücüsüz araçların operatörleri gibi sürekli dikkat gerektiren işlerde, göz kırpma ve göz hareketlerini takip ederek bireylerin farkındalık durumunu izlemek mümkün olabilir.


Kaynak: Bu metin, www. newscientist.com adresindeki Blinking may give your brain a micro break during cognitive tasks başlıklı yazıdan çevrilmiştir. Başlık tarafımızca değiştirilmiştir.

Görsel Kaynak: AAU

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir