Vücutta Yeni Yağ Hücresi Türleri Keşfedildi!

Bilim dünyası, insan vücudunda daha önce bilinmeyen yağ hücresi alt türleri keşfetti. Bu keşif, obeziteyle mücadelede yeni tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine kapı aralayabilir. Araştırma, 24 Ocak’ta Nature Genetics dergisinde yayımlandı.​


Ben-Gurion Üniversitesi’nden hesaplamalı biyoloji profesörü Esti Yeger-Lotem, “Bu yağ hücresi alt türlerini keşfetmek bizim için oldukça şaşırtıcı oldu,” diyor. “Bu, önümüzde pek çok yeni araştırma kapısı açıyor.”​

Cornell Üniversitesi’nden beslenme bilimleri profesörü Daniel Berry ise bu bulgunun yağ hücrelerinin “beklediğimizden daha çeşitli ve karmaşık” olduğunu gösterdiğini belirtiyor.​

Yağ Hücrelerinin Bilinmeyen Yüzü

Uzun yıllardır bilim insanları, yağ dokusunun sadece vücudun fazla enerjisini depolayan bir yapı olmadığını, aynı zamanda bağışıklık sistemi, beyin, kaslar ve karaciğer ile iletişim kurarak metabolizma ve iştah gibi süreçleri yönettiğini biliyor. Eğer yağ dokusunda bir sorun ortaya çıkarsa, bu sadece yağ hücreleriyle sınırlı kalmayıp tüm vücuda yansıyabiliyor.​

Ancak yağ dokusu içindeki hücrelerin hepsi aynı değil. Farklı yağ türlerinin sağlığa olan etkileri birbirinden ciddi şekilde ayrışıyor.

Lipitler (Makale) | Makromoleküller | Khan Academy

Kaynak: Khan Academy

 

Örneğin, visseral yağ (iç organların çevresinde biriken yağ) kalp krizi, inme, diyabet ve karaciğer hastalıkları gibi ciddi sağlık sorunlarıyla ilişkilendirilirken, deri altı yağı (subkutan yağ) daha az riskli kabul ediliyor. Ayrıca, araştırmalar visseral yağın deri altı yağına kıyasla daha fazla iltihap yapıcı molekül salgıladığını ve bu nedenle daha zararlı olabileceğini gösteriyor.​

Yeni Yağ Hücreleri Haritalandı

Yeger-Lotem ve ekibi, yağ dokusunun iç işleyişini daha iyi anlamak için insan hücre atlası projesinin bir parçası olarak bir “yağ hücresi haritası” oluşturdu. Bunun için tek çekirdekli RNA dizileme (single-nucleus RNA sequencing, snRNA-seq) adlı bir yöntem kullandılar. Bu teknik, hücrelerin hangi genleri aktif hale getirdiğini ve bu genlerin ne ölçüde çalıştığını belirlemeye yarıyor.​

Eight types of lipids, each with a representative molecule. | Download Scientific Diagram

Kaynak: Researchgate

Araştırmacılar, gönüllü olarak karın ameliyatı geçiren 15 kişiden alınan yağ dokularını inceledi. Beklendiği gibi, hücrelerin büyük çoğunluğu klasik yağ hücreleri (adipositler) idi ve temel işlevleri enerji depolamaktı. Ancak küçük bir grup yağ hücresinin, alışılmışın dışında görevler üstlendiği görüldü.​

Bu sıra dışı hücre tipleri arasında:

  • Anjiyojenik adipositler: Normalde kan damarı oluşumunda görev alan proteinler üreten yağ hücreleri,​
  • Bağışıklıkla ilişkili adipositler: Bağışıklık sistemiyle bağlantılı proteinler salgılayan yağ hücreleri,​
  • Hücre dışı matris adipositleri: Hücrelerin yapısını destekleyen proteinler üreten yağ hücreleri bulunuyordu.​

Mikroskop altında da doğrulanan bu hücre tipleri, sadece enerji depolamakla kalmayıp yağ dokusunun yeniden şekillenmesine katkıda bulunuyordu.​

Neden Önemli?

Bu keşif, yağ dokusunun zaman içinde nasıl değiştiğine dair yeni ipuçları sunuyor. Yağ hücreleri, kilo alımı veya kaybı gibi metabolik değişikliklere uyum sağlamak için sürekli yeniden şekillenir. Eğer bu süreç düzgün çalışırsa, vücut dengede kalır. Ancak düzensiz bir yeniden şekillenme, iltihaplanma ve insülin direnci gibi sağlık sorunlarına yol açabilir.​

Dahası, araştırmacılar, visseral yağdan alınan “alışılmadık” adipositlerin bağışıklık sistemiyle daha fazla iletişim kurduğunu gözlemledi. Bu da, visseral yağın neden daha fazla iltihaba yol açtığını ve daha zararlı olduğunu açıklayabilir.​

İlginç bir şekilde, insülin direnci yüksek olan kişilerin visseral yağında bu alışılmadık yağ hücrelerinin daha fazla bulunduğu da görüldü. Ancak, burada bir sebep-sonuç ilişkisi olup olmadığı henüz belli değil. Yani, bu hücreler mi insülin direncine yol açıyor, yoksa insülin direnci mi bu hücrelerin artmasına neden oluyor? Bunu anlamak için daha fazla araştırma yapılması gerekiyor.

Gelecekte Ne Olacak? 

Araştırma, yalnızca 15 kişiden alınan örneklerle yapıldığı için bilim insanları bu bulguların daha geniş bir insan grubunda da geçerli olup olmadığını test etmeyi planlıyor. Daha büyük bir örneklem grubuyla çalışmak, keşfedilen yağ hücresi türlerinin gerçekten obezite, insülin direnci ve iltihaplanma süreçlerinde ne derece rol oynadığını anlamak açısından kritik öneme sahip.

Cornell Üniversitesi’nden Berry, bu bulguların heyecan verici olmasına rağmen henüz kesin sonuçlara varmak için erken olduğunu belirtiyor: “Bu keşifler, yağ dokularının beklediğimizden çok daha farklı rollere sahip olabileceğini gösteriyor. Ancak, henüz bunların hastalıklarla doğrudan nasıl bağlantılı olduğunu kesin olarak söyleyemeyiz. Daha fazla araştırmaya ihtiyacımız var.”

Yani, bilim insanlarının önünde hala uzun bir yol var. Ancak eğer bu yeni yağ hücreleri gerçekten metabolik hastalıklarla ilişkiliyse, gelecekte geliştirilecek tedavilerde hedeflenebilirler. Örneğin, bu hücrelerin aktivitesini düzenleyerek, iltihaplanma seviyelerini azaltan veya insülin direncini önleyen ilaçlar üretmek mümkün olabilir.

Yağ Hücreleri Hakkında Bildiklerimiz Değişiyor

Uzun yıllardır, yağ hücreleri vücudun fazla enerjisini depolayan pasif yapılar olarak görülüyordu. Ancak yeni araştırmalar, yağ hücrelerinin aslında vücudun metabolik dengesi üzerinde büyük bir etkiye sahip olduğunu ortaya koyuyor.

Bu çalışma, yağ dokusunun sadece bir enerji deposu olmadığını, aynı zamanda bağışıklık sistemiyle etkileşime girerek genel sağlığı şekillendiren aktif bir doku olduğunu gösteriyor. Eğer bilim insanları yağ hücrelerinin farklı alt türlerini ve bunların rollerini daha iyi anlayabilirse, obezite ve ona bağlı hastalıklarla mücadelede daha etkili çözümler üretilebilir.

Önümüzdeki yıllarda, daha büyük klinik çalışmaların yapılması ve bu yeni yağ hücrelerinin sağlık üzerindeki etkilerinin daha detaylı incelenmesi bekleniyor. Yağ hücrelerinin “görünenden çok daha fazlası” olduğu fikri giderek güçleniyor ve bilim insanları, bu yeni bilgilerin sağlık alanında nasıl kullanılabileceğini araştırmaya devam ediyor.

Yağ Hücreleri Sadece Depolamıyor, Yönetiyor

Bu keşif, yağ dokusuna bakış açımızı kökten değiştirebilir. Eğer bu yeni bulunan yağ hücreleri gerçekten metabolik süreçlerde önemli bir rol oynuyorsa, obeziteyi anlamak ve tedavi etmek için yepyeni bir yol haritası oluşturulabilir.

Bilim dünyası için bu keşif sadece bir başlangıç. Gelecekte, yağ dokusunun yalnızca kilo alıp vermeyle ilgili değil, genel sağlığımızı nasıl şekillendirdiği konusunda çok daha fazla şey öğrenebiliriz.

Merhabalar ben Selin Akdemir. Moleküler Biyoloji ve Genetik, Lisans 4. sınıf öğrencisiyim. Sentetik Biyoloji, Tıbbi Genetik, Viroloji ve Evrimsel Biyoloji alanları üzerine çalışıyorum. Alanım ve alanım harici kitaplar okumayı severim. Sanat, spor, müzik, felsefe alanlarına ilgim var. Bilim anlatıcılığı yapmaktan ve bilgiyi paylaşmaktan hoşlanırım. Günlük yaşantımızda bilimin her yere ulaştığı bu çağda aklın ve bilimin yöntemlerini kullanmayı bir prensip haline getirmiş durumdayım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir